Emlak

3 milyon imar barışı mağduru ne istiyor? İşte talepleri

İmar Barışı ve Yaşanan Mağduriyetler.

İmar Barışı Mağdurları Platformu bir rapor yayınladı ve İMar Barışında taleplerini açıkladı. Mağdurlar taleplerini şu şekilde aktardı:

Raporun Hazırlanma Amacı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2018 yılında çıkarılan 'İmar Barışı' yasası yüzbinlerce ailenin zor durumda kalmasına neden olmuştur. Bu raporun hazırlanma amacı, yapı kayıt belgesi alan ve sonra belgesi haksız yere iptal edilen binlerce vatandaşın bu süreçte yaşadığı zorlukları, mağduriyetleri ve sıkıntıları, sebepleri ile birlikte ortaya koymaktır. Böylece yaşanan mağduriyetlerin nedenlerini ve mağdur ailelerin yaşadığı sorunları yazıya dökerek yetkililere sesimizi duyurmak ve bu sorunun çözümüne katkı sunmayı istiyoruz.

İmar Barışından haberdar olmak için TIKLA İNDİR

Bizler Kimiz?
Bizler 2018 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılan 'İmar Affı' ve kamuoyunda ise 'İmar Barışı' olarak bilinen yasanın mağduru aileleriz. Bu düzenlemeden yararlanmak isteyen vatandaşlar resmi kanallardan başvuru yapmış, onay mesajı almış, bildirilen ödemeyi yapıp 'Yapı Kayıt Belgesi' almış ancak haksız ve yanlış uygulamalar sonucu yapı kayıt belgeleri iptal edilmiştir. Bu iptaller sonucunda ise bizlere ağır para cezaları kesilmiş, hakkımızda davalar açılmış ve evlerimiz hakkında yıkım kararı verilmiştir. Yetkililere ve milletvekillerine aylardan beri sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Fakat çoğu milletvekilli konuya önyargılı yaklaşarak bizleri adeta fırsatçı olarak görmekte dinlemek dahi istememektedir.

Ülkemizin hemen her bölgesinde bu tür mağduriyetler yaşanmaktadır. Bu nedenle ülkemizin farklı illerinden imar barışı nedeniyle mağduriyet yaşayan çok sayıda insan bir araya gelerek Ġmar BarıĢı Mağdurları Platformunu kurduk. Amacımız imar barışı yasası nedeniyle zor durumda olan ailelerin sorunlarını ve yaşadıkları sıkıntıları sizlere anlatmak, evlerimiz için verilen ve telafisi olmayan yıkım kararlarını durdurmak, bu mağduriyetin giderilebilmesi için alternatif bir yol ve çözüm bulunmasına katkı sağlamaktır. Aksi halde milyonlarca vatandaş maddi ve manevi olarak büyük sıkıntılar yaşayacak ve devletine küsmesine neden olacaktır.

Neden Bu Kadar Çok Mağduriyetler YaĢanmaktadır?

İmar sorunu ülkemizin yıllardır kronikleşen bir yarasıdır. Yetkililerin açıkladığı rakamlara göre ülkemizde 25 milyonun üzerinde ruhsatsız yapı bulunmaktadır. Bu ruhsatsız yapıların kayıt altına alınabilmesi için 06.06.2018 tarihinde imar barışı yasası çıkarılmıştır. Bu yasa ile 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununa geçici 16. madde eklenerek 31.12.2017 tarihine kadar olan yapı ruhsatı veya yapı kullanma izni bulunmayan yapılarda yapının tamamı için, yapı kullanma izni bulunan yapılarda ise ruhsat ve eklerine aykırılık bulunan yapıların belli bir ücret karşılığı kayıt altına alınarak yapı kayıt belgesi verilmesi, bu yapıların kayıt altına alınması ve gerekli alt yapı hizmetlerinden

faydalanması sağlanmıştır. İmar barışı yasasının çıkması ile birlikte başvurular, beklenilen sayının çok altında kalması nedeniyle 2 defa başvuru tarihi uzatılmıştır. Reklam filmleri, broşürler vb. yöntemlerle vatandaşlar adeta başvuru yapmaya teşvik edilmiştir. Buna rağmen imar barışına başvuru sayısı 8 milyon civarında kalmıştır.

Ülkemizdeki yapı kayıt belge iptallerinin büyük bir bölümünün kırsal bölgelerde olduğu görülmektedir. Son yıllarda gerek pandemi gerekse de ekonomik sorunlar nedeni ile büyük kentlerden köylere çok fazla göç yaşanmaktadır. Fakat ülkemizin büyük bir bölümünde köylerde imar planlarının eksikliği nedeniyle vatandaşlarımız barınmak amaçlı evler inşa etmek istediğinde kırsal bölgelerde imar sorunu ile karşılaşmakta yapmış oldukları yeni yapılara ruhsat çıkaramadığı için yıkım tehdidi altına girmektedir. Özellikle tarım ve hayvancılık maksadıyla samanlık, ahır, depo vesaire yapılar dahi kaçak yapı olarak değerlendirilmektedir.
Özellikle büyükşehir yasası ile mahalleye dönüştürülen köy yerleşik alanlarında ciddi imar sorunları yaşanmaktadır. Bu yasanın birçok avantajı olsa da özellikle mahalle statüsüne geçen köylerde çok ciddi imar sorunları yaşanmaktadır. İmarı planı olmayan, altyapısı, yolu, sokağı dahi olmayan kırsal bölgelerde vatandaşların evleri için ruhsat almasının önünde çok ciddi engeller vardır. Bu nedenle kırsal bölgelerde vatandaşlar çözüm olarak imar barışına başvurma yoluna gitmişlerdir. Devletimizin tarımsal üretimi artırmak, kentlerden köylere göçü teşvik etmek adına tüm imkanlarını seferber ettiği şu günlerde, köy yerleşik alanlarında yaşanan imar sorununun bir an önce çözülmesi ve yapı kayıt belgelerinin iptal edilmesi ile sıkıntı yaşayan vatandaşların rahat nefes alması sağlanmalıdır.
Ġmar BarıĢındaki Hatalar

Yetkililer yaşanan bu süreçte 3 milyon civarında yapı kayıt belgesinin iptal edilmesinin beklendiğini ifade etmektedir. Bu kadar fazla iptalin yaşanması normal değildir ve yasanın uygulanmasında sıkıntılar olduğunu göstermektedir.

Bunu en önemli nedeni başvuruların kontrol edilmeden ve vatandaş yasa hakkında yeterince bilgilendirilmeden beyan esas alınarak e-devlet üzerinden yapılmasıdır. Başvurular e-devlet üzerinden tapu bilgileri, tapu alanı, yapı alanı, rayiç değer ve yapı sınıfına göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kurulan online bir sistem üzerinden yapılmıştır. Başvuran kişiye 'Onay' mesajı gelerek ödeme bedeli bildirilmiş, ödemesini ziraat bankasına yaptıktan sonra 'Yapı Kayıt Belgeniz Oluşturulmuştur' mesajı yollanmış ve sistem üzerinden belgeler çıkarılmıştır. Başvuru e-devlet üzerinden yapıldığından dolayı başvuru sırasında vatandaşa teknik birimler tarafından konunun teknik, hukuksal ve cezai boyutu anlatılmamış, uyarılmamış ve yeterince bilgilendirme yapılmamıştır (Yasayı teknik personel, hukukçular bile anlamakta zorlanırken başvuru yapan vatandaşın (özellikle de köylerde yaşayan vatandaşların) kanunun tüm detaylarını bildiği kabul edilmiştir).

İmar barışı ile ilgili görsel ve yazılı basında - reklam filmlerinde ve tanıtım broşürlerinde 31.12.2017 tarih vurgusu yapılmamıştır. E-devlet üzerindeki başvuru formunda inşaatın başlama ve bitiş tarihinin sorulmaması (Başvuru formuna bu detay eklenerek sorulabilir ve böylece vatandaş uyarılmış olurdu, hatta tarih şartını sağlamayanların belgesi daha başvuru aşamasında iken iptal edilebilirdi). Son başvuru ve ödeme tarihlerinin iki defa

uzatılması ise halkımız tarafından yanlış anlaşılmış, süre uzatılınca 31.12.2017 milat tarihinin de ötelendiği sanılmıştır.

Başvurusu resmi kanallardan onaylanan ve yapı kayıt belgesi verilen vatandaş evinin yasal statüye kavuştuğunu zannederek evine taşınmış, evinin çevre düzenlemesini, peyzajını tamamlamış, çiçek ve çimini yeşillendirmiş, ön ve arka bahçesi olanlar meyve fidanını dikmiş ya da süs bitkilerini ekip ailesi ile huzur dolu günlerine başlamıştır. Yapı kayıt belgesini alan vatandaş; yasadaki 6. ve 7. maddelere dayanarak inşaatının eksiklerini tamamlamış, çatı-kapı-pencere ve çevre düzenlemesi gibi tadilatını yapmış, özellikle kırsal kesimde yüzlerce metre elektrik ve su hattı çekmiş, hatta yolunu yapmıştır. Yapı kayıt belgesi ile ilgili belediye/idareye belgesi ile başvurmuş, numara almış, DASK yaparak Elektrik-Su-Doğalgaz-Telefon ve İnternetini bağlatarak evinde oturmaya başlamıştır.
Yıllar sonra 'Yapı Tatil Zaptı Tutanakları', 'Para Cezası ve Yıkım Encümen Kararları', 'Yapı Kayıt Belge İptalleri', ilgili savcılıklardan 'İmar Kirliliğine Sebep Olma' ve 'Yalan Beyan' vb. davalar adına ön soruşturmalar için polis merkezlerinden telefonlar gelmeye başlamış, ardından bizler hakkında davalar açılmıştır. Bunun yanında encümen kararlarına 'Ceza İptali ve Yıkımı Durdurma' ve 'Yapı Kayıt Belgesi İptaline İptal Davaları' açmak zorunda kaldık. Elektrik, Su, Doğalgaz, Telefon, İnternet hizmetlerinin kesilmesine maruz kaldık. Açılan davalarda avukat, dosya, bilirkişi, test, harç gibi giderler, imar cezaları bizleri ekonomik, psikolojik olarak yıpratmıştır. Hatta imar barışından yararlanıp yapı kayıt belgesi alarak inşaatı tamamlanan evler 3. kişilere satılarak el değiştirmiş ve sonrasına yapı kayıt belgesi iptali ile evi kaçak duruma düşen, yıkım kararları çıkan hatta hala çektiği kredi borcunu ödeyen ama hiçbir şeyden haberi olmayan vatandaşlar telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaşamaktadır.

Başvuru yapanların yaşadığı bir diğer mağduriyet ise, devletine güvenerek imar barışından faydalanıp yapısını kayıt altına aldıran vatandaşlar yukarıdaki problemler ile boğuşurken, yapı kayıt belgesi almayan, imar barışına başvurmayan kaçak ve ruhsatsız yapılar uydudan kontrol edilerek kolayca tespiti mümkün iken ilgili bakanlık veya belediyelerce hakların hiçbir işlem yapılmamaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, imar barışına başvuru yapmayan 20 milyon civarındaki ruhsatsız yapıyı incelemeye alması gerekirken imar barışına teşvik ettiği vatandaşların başvurularını tek tek incelemeye almış ve uydu görüntülerine dayanarak yapıların 31.12.2017 tarihinden sonra yapıldığı gerekçesiyle yapı kayıt belgeleri iptal edilmiştir. İptaller sonrası ise, adeta vatandaşı canından bezdiren bir süreç yaşanmaktadır. Ağır cezai işlemlere maruz kalmakta (haklarında açılan davalar, 100 bin lirayı bulan para cezaları, elektriği-suyu-doğal gazı ve interneti kesilmekte) üstüne bir de evleri için yıkım kararları verilerek başvuru yaptığına adeta bin pişman edilmiştir. İmar barışına başvuru yapmayanlar ise haklarında hiçbir işlem yapılmayarak adeta ödüllendirilmiştir (Çünkü gerek belediyeler gerekse de Çevre Şehircilik il müdürlükleri şikayet olmadığı takdirde hiçbir yapıyı incelemeye almazken yapı kayıt belgesi alanları ise tek tek incelemektedir).
Belediyeler gelirlerinin kesildiğini düşünerek İmar Barışı'na muhalefet etmektedir. Arşivlerinde var olan yapı kayıt belgelerimizi yok sayarak oturulan bir eve ya da işletilen bir ticari işletmeye yıllar sonra yeniymiş gibi yapı tatil zaptı düzenleyerek Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine yapı kayıt belgesinin iptal edilmesi için yazılar yazmaktadır. Diğer taraftan YAP-SAT yapan müteahhitler siyasi bağlantılarını kullanarak yuvalarımızın yıkılması için ilgililere baskı kurmaktadır. Yıkılınca yaptıkları daireleri bize satabileceklerini düşünmektedirler ya da mevcut yapı kayıtlı yapımızın belli bir süre sonra bölgedeki dönüşümlerde kendilerine sorun çıkaracağını zannetmektedirler.

Çok fazla mağduriyet yaĢanmasının nedenlerini kısaca özetlemek gerekirse;

a) Reklam filmlerinde, iptallerde en önemli kriter olan 31.12.2017 tarihine vurgu yapılmaması

b) İmar Barışı tanıtım broşür/müracaat kılavuzunda da 31.12.2017 öncesi vurgusunun yapılmaması

c) İnşaat başlama ve bitiş tarihinin başvuru formunda olmaması

d) Başvuru sırasında kontrol ve denetim mekanizmasının olmaması

e) Numarataj talebinde ilgili belediye/idare kontrolsüz numara vermesi

f) Yapı kayıt belgeleri ilgili belediye/idareye verildiğinde, emlak beyanı verildiğinde denetime tabi tutulmaması

g) Başvuru ve ödeme tarihinin 2 defa uzatılması

h) Başvuruların Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kurduğu bir sistem üzerinden online yapılması, e-devlet üzerinden yapılan başvuruların sistem üzerinden otomatik olarak onaylanması

i) Yapı kayıt belgelerinin sistem tarafından oluşturulması ve vatandaşlara sistem üzerinden (e-devlet) ulaştırılması, bu sırada başvuru kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına dair gerekli kontrollerin yapılmaması,

j) Yapı kayıt belgelerinin iptal etme yetkisinin sonradan Çevre Şehircilik İl Müdürlüklerine devredilmesi, bu konuda yönetmeliğin sonradan hazırlanması, il müdürlüklerinde dahi yasanın tam olarak anlaşılmaması, bu nedenle iller arasında uygulama farklılıklarının oluşması.

k) Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte, başvuruların başlamasına rağmen illerde denetlemenin nasıl yapılacağı, hangi kriterlere dayanarak, ne tür deliller ile iptallerin yapılacağı, kim tarafından kontrol edileceği konusunda bir tebliğin bulunmaması, fakat vatandaşın tüm teknik ve hukuki detayları bildiğinin kabul edilmesi

Ġmar BarıĢındaki EĢitsizlikler

Ülkemizin Kuzey-Güney, Doğu-Batı tüm il ve ilçelerinde Yapı Kayıt Belgeleri iptalinde kullanılan bir numaralı delil olarak kabul edilen Uydu görüntüleri her bölgede farklıdır. İmar barışı yasası 31.12.2017 öncesi yapılar için çıkarılmış, fakat Kasım 2017 ile Mart 2018 arası uydu görüntüsü mevcut değildir. Bunun yanında bazı bölgelerde 2018 sonuna kadar görüntü olmadığı gibi çok az da olsa 2019 ortalarına kadar görüntü olmayan bölgeler de mevcuttur.

Diğer bir taraftan hiçbir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve belediye/idare başvuruların tamamını incelememiştir. Komşu şikayetleri ya da CİMER şikayetleri üzerinden inceleme

yapmış, uyduya bakarak belgeleri iptal etmiştir. Bu sebeplerden dolayı anayasadaki 'Eşitlik İlkesi' sağlanamamaktadır.

Şöyle ki; bölgesel farklılıklar bir tarafa bırakılsa bile uydu görüntüsü tepeden (kuş bakışı) görüntü alabildiği için 3 katlı bir yapıya birkaç kat ilave edilse bile tespit edilemediği gibi mevcut katlardaki iç mekan değişiklikleri, konuttan ticariye ya da tersi dönüşümlerde, otopark ve sığınak gibi ortak alanları bağımsız bölüme çevirmelerde, iki katlı bir daireyi iki daireye dönüştüren vatandaşlar bundan karlı çıkmıştır. Fakat boş bir arsada, bir bahçede, bir tarlada, köyünde dedesinden/babasından kalma arazisine barınma amaçlı ya da ihtiyacı olan depo yaptıysa, özelikle çevresinde yüksek/büyük ağaçlar mevcut değil ise uydunun acizliğine uğramıştır. Hatta Nisan 2018'de yapmış, imar barışının çıkması ile yapı kayıt belgesi almış Ahmet amca uyduda yok diye bugün mağdur iken, Nisan 2020'de yapmış Ayşe teyze belge almadığı için evinde oturmaktadır.
Diğer bir deyişle 2018 öncesi var olan yapısının su kaçıran çatısını, nem alan duvarını ya da yarım olan inşaatını tadil etme/bitirme imkanı veren yasadaki maddeye ve aldığı belgeye güvenerek tamamlayan vatandaş uydu görüntüsü ya da şikayetçisi var diye mağdur edilirken, bölgede uydu görüntüsü olmadığından, yasanın kapsamadığı bir yapıya belge aldığından, şikayet edilmediği için bugün dertsiz tasasız evinde oturabilmektedir.

Yasa 6.06.2018'de resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ama her nedense 31.12.2017 tarihi milat kabul edilmiştir. Yasalar geriye yönelik işlemez.

İmar barışından faydalanılmak istenen yapı mevcut yapı olduğuna göre ödeme miktarlarında da eşitsizlikler vardır. Ödeme miktarları inşaat maliyetleri ve sınıflarına (1-3 kat arası, 4-7 kat arası) göre belirlenmiştir. Örneğin; 3 kata kadar 600 TL/m2 iken 4-7 kat arası 1000 TL/m2'dir. Bu maliyete göre konut hesabı yaparsak, Fenni Mesul ve Sigortası olmadığına göre tüm sorumluluk ve beyan esasına göre kişiye yüklenmiş ise böyle uygulanması yanlıştır, ciddi ödeme farkı vardır. Toplam 400 m2'lik bir yapı hesabı alınmıştır (arsa m2 ve rayiç değeri gözetilmemiştir).
Ali'nin 200 m2 taban alanlı 2 kat yapısı: 200 x 2 x 600 x 0,03 = 7200 TL ödeme yapmıştır.
Veli'nin 100 m2 taban alanlı 4 kat yapısı: 100 x 4 x 1000 x 0,03 = 12000 TL ödeme yapmıştır.

Ġmar BarıĢının Yenilenmesi Ya Da Güncellenmesinin Sağlayacağı Yararları

1) Uydu görüntülerinin tutarsızlığı, zaman farklılıkları vb. sebeplerle mağduriyetler yaşanmayacaktır.
2) İyi komşu ve kötü komşu şikayetleri, CİMER şikayetleri ortadan kalkacaktır.
3) Kayıtsız hiçbir yapı ya da barınak kalmayacaktır.
4) İller arası farklı uygulama yapan il müdürlükleri ve idareler/belediyeler den kaynaklı mağduriyetler ortadan kalkacaktır.
5) Kesilen cezalar ve bazı yaptırımlar eski komşulukları geri getirecektir.
6) Yapı Kayıt Belgesine güvenerek kiralama-devir ve satış gibi el değiştirmelerden günahsız üçüncü kişilerin mağduriyetleri giderilecektir.
7) Ön soruşturma ve araştırma gibi hazırlıklardan kolluk kuvvetlerinin iş yükü azalacaktır.

8) İmar kirliliği, yalan beyan ve yapı kayıt belgesi iptali iptal davalarından mahkemeler rahatlayacaktır, vatandaşların sicili bozulmayacaktır.

9) Başvuru yapmış ama ekonomik sebeplerden dolayı ödemesini yapamayanlar yapı kayıt belgesine kavuşabilecektir.

10) Başvuruyu kaçıranlar bu hakkını kullanabilecektir.

11) Yapı Kayıt Belgesi iptal olanların yıkılması durumunda minimum 100 Milyar TL milli servet moloz ve çöp olacağı gibi yıkılmalar bile yıllarca sürecektir.

12) Yılların birikimi ve emeği, çocuklarımızın, torunlarımızın gözü önünde yuvalarımızın yıkılması durumunda minik yavrularda bırakacağı etkiyi kimse tahmin bile edemez.

13) Devlet ile millet yeniden barışacaktır.

14) Dünyadaki ekonomik daralma, pandemiden kaynaklanan kapanma ve kısıtlamalardan zora giren Mimarlık-Mühendislik ofisleri ve İnşaat sektöründeki malzeme/işçilik bakımından piyasa canlanacak, bunların vergi ve istihdam olarak devlete katkısı olacaktır.
15) Mali açıdan devletin kasasına yüklü bir kaynak gelir olarak girecektir.

Sonuç

İmar barışı yasasının alt yapısının iyi hazırlanmadan uygulanması sonucu binlerce aile zor durumda kalmıştır. Bu süreçte tek suçlu vatandaş değildir. Elbette bizler de kusurlu olabiliriz ama yasada ve yasanın uygulanmasında önemli eksiklikler mevcuttur. Bu nedenle Danıştay 13. Dairesi tarafından, 3194 sayılı İmar Kanunu'na 7143 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle eklenen geçici 16. maddenin (Ġmar BarıĢı Düzenlemesinin) Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne itiraz başvurusu yapmıştır (Esas No: 2020/1311).

Sayıştay'ın Eylül 2020 tarihli raporunda ise, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüklerinin uydu görüntüleri için kullanılan programların doğru sonuç vermediğini, uydu görüntülerinden dolayı yaşanan yapı kayıt iptallerine ilişkin açılan davaların bakanlıkça kaybedildiğini, Kaymakamlıklar, kolluk kuvvetleri ya da muhtarlıklar tarafından düzenlenen yapının yapım tarihlerine ilişkin tutanakların, bazı İl Müdürlüklerince kabul edilmekte iken bazı İl Müdürlüklerince kabul edilmediği, belge iptallerine karşı açılan davaların da artması ve mahkeme süreçleriyle karşılaşılmasının önüne geçilmesi için mevzuat değişiminin gerekli olduğunu belirtmektedir.
Bizler her şeye rağmen devletimizle barışmaya hazırız. Bireyler hata yapar, gelip geçicidir, devlet esastır. Tapulu yerlerimizde bulunan, imar barışından faydalanıp Yapı Kayıt Belgesi aldığımız yuvalarımız, mabedimiz, barınma hakkımız elimizden alınmaması için üzerimize düşeni yapmayı taahhüt ederiz.

Öncelikle yıkımların askıya alınarak, belge iptalleri, ceza ve yıkım kararlarının ekonomik, sosyolojik, psikolojik, depremsellik, bölgesel olarak detaylı incelemesi yapılarak, gerekirse tüm başvurular incelenmelidir.

Yukarıda dilimizin döndüğünce her yönü ile yaşadığımız problemleri ifade ettik, yasadaki eksikleri, kontrollerin yetersizliği, uygulama farklılıklarına değindik. Bizlerin yaşadığı bu mağduriyetlerin çözüme kavuşturulmasında; Devletimize, Sayın Cumhurbaşkanımıza, Meclisimize, Bakan ve Milletvekillerimize, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza, İlgili idare ve Belediyelerimize güvenimiz tamdır.

Kanımızca yeni bir tarih milat kabul edilebilir, kapsam genişletilebilir. Bu bağlamda bazı önerilerimiz şöyledir;
1) Alınan her Yapı Kayıt Belgesinin geçerli sayılması için yeni bir ödeme miktarı belirlenebilir, ödemesini yapanın belgesi aktif hale getirilir.
2) Başvuru yapmış ama ödeme yapmayanlar hakkını kullanabilir.
3) Başvuruyu yapmamış kişiler başvuru oluşturabilir.
4) Arsa, bağ, bahçe, tarla vb. vasfında olup üzerinde yapı olan hiçbir yer yapı kayıtsız kalmayacaktır önkoşulu getirilebilir.
5) İmar durumu gözetilmeksizin her yapı kayıtlı yere cins değişikliği zorunluluğu getirilebilir
6) Kat İrtifakı tapulu yerler mecburi tutulup Kat Mülkiyetine geçmeye zorlanabilir.
7) Yapı Kayıt Belgesi alındıktan sonra Zemin Tespit Tutanağı, Basit Röleve ve Görünüşler ilgili meslek erbapları tarafından çizilip İlgili İdare arşivlerine dijital ortamda kaydı sağlanabilir. Sonradan Eklenti, kat ilavesi yapanların tespiti kolaylaşır ve yasal işlem yapılabilir.
8) Zemin Tespit Tutanağı ve Basit Röleveler sayesinde Yapı Kayıt Belgesi iptal olmayanların da yanlış m2'leri ortaya çıkacak ve güncelleme yapmak zorunda kalacaklardır.
9) Bu durumda ilgili belediye/idareler Emlak vergisi, çevre vergisi toplayabilecektir.
10) Kira beyannamesi vermeyenler bu sistem sayesinde vermek zorunda kalacaktır.
11) Tüm bu işlemler sonucunda gerek ilgili meslek grupları, gerekse tapu ve kadastro müdürlüklerine, ilgili belediyelere kaynak yaratılacaktır.
12) En önemlisi de Devletimizin Maliye ve Hazine kasasına ciddi bir kaynak sağlanacaktır.
13) İstismarcılar, rantçılar ve kamuya zarar verenleri ayırmak suretiyle; vatandaşların kendi tapulu yerlerine yaptıkları iskan amaçlı yapılara acilen çözüm bulunabilir.
14) Tarih güncellenmesi ile 31.12.2017 milat olan tarih, ileri bir tarihe (mesela imar barışının son başvuru tarihi olan Haziran 2019 tarihine) ötelenebilir.

Devletimizden beklentimiz yıkım değil yaşanan bu mağduriyetin giderilebilmesi için alternatif bir yol ve çözüm bulunmasıdır. Aksi halde milyonlarca vatandaş maddi ve manevi olarak büyük sıkıntılar yaşayacak hatta devletine küsmesine bile neden olacaktır

İMAR BARIŞİ MAĞDURLARI PLATFORMU